Hazır internetin karneyle dağıtıldığı bir memleketteyken yol boyunca kullandığım ve gerçekten hayatımı kurtarmış olan bazı programlardan bahsetmenin, bilmediği yerlere yolculuk yapacaklara faydası olabilir diye düşündüm.
Bir defa şunu söyleyeyim, internetin hayatımda olmasına çok alışmışım. Belki benimki kadar çok “online” biri değilsinizdir, ama emin olun siz de çok alışmışsınızdır.
Yurtdışında internet her zaman biraz daha zorlu ama artık hemen hemen her yerde, en azından kısa süreli, bedava internet kullanımı sunuluyor. O olmasa dünyanın bir çok ülkesinde geçerli paketler var. Mesela çok zorda kalırsam, Vodafone’un roamingini açıyorum o gün için, Türkiye’deki paketimi günlük 12.5 TL karşılığı olduğu gibi kullanabiliyorum.
İnternet bulunca gideceğim yerin haritasına bakıyorum mesela. Ya da o gün yeni öğrendiğim bir bilginin detaylarını araştırıyorum. Baştan planladığım programda bir değişiklik yapmaya karar veriyorum ve yenisini yapmak için tavsiyelere bakıyorum. Ödemelerimin zamanı geliyor, onları takip ediyorum. Yani internet sadece Facebook, Twitter, Instagram değil ve bu saydıklarım, hele ki tek başına seyahat ederken büyük önem taşıyor. Sevdiklerinle iletişim halinde olma ve haber alma/verme bölümüne girmedim bile.
Gelin görün ki burası, yani Küba, çoğunlukla offline olunabilen bir yer. Ayrıca Küba dışı ülkelerde de 7/24 online olmak söz konusu olamadığı için internete bağlanmadan da çalışabilen aplikasyonlar altın değerinde.
Şimdiye kadar kullandıklarımdan aşağıda bahsediyorum. Zaman içerisinde yenileri eklenirse bu yazıyı güncellemeye devam edeceğim:
Google Maps: Google’ın belirli bir bölgeye/şehre ait haritasını offline olarak kullanmak üzere indirebileceğinizi biliyor muydunuz? Ben bilmiyordum doğrusu ve tamamen şans eseri buldum. Cancun’u indirdim, üzerine de kaldığım pansiyonun yerini işaretledim, sonra her seferinde geri dönmem çok kolay oldu. Hem otobüsle giderken yolu takip edip doğru yerde inebilmeyi sağlıyor hem de mesela taksiye binince adam seni doğru yere mi götürüyor, alakasız bir yere mi kolayca takip edebiliyorsun. Bu arada offline haritayı indirmemiş olsan da Google Maps bir noktaya kadar destek verebiliyor, eğer daha önce o bölgeye baktıysan. Apple Maps ise internete bağlı değilsen görüntü dahi vermiyor.
Triposo: Bu bir çeşit seyahat rehberi. Henüz sadece Küba’da denedim ve çok memnunum. İçerisinde her şehir ile ilgili kısa bilgiler, biraz tarihsel geçmiş ve yürüyüş rotaları var. Offline harita ve görülecek / kalınacak / yemek yenecek / eğlenilecek yerler de rehbere dahil ve harita üzerinde gösteriliyor. İstersen, kendin bir noktayı kaydedebiliyorsun. Ayrıca “nearby” seçeneği ile, o anda sana en yakın yerleri görebiliyorsun. Hatta bir kilometre aralığı belirleyip, senin seçtiğin yerlerden oluşan ve bulunduğun yerden başlayan bir yürüyüş rotası çiziyor. Yan ürünler olarak da hava durumu (o yerde bir defa internete bağlanıp programı da çalıştırmış olmak gerekiyor bunun için), o ülkenin dilinde minik cümleler ve para birimi çeviricisi var. Her şey offline ve çok kullanışlı.
Tripit: Aylardır en büyük favorim olan aplikasyon bu işte. Tüm seyahatlerinin biletlerini, kalacağın yerleri vs. düzenli bir şekilde tutan, sana check-in hatırlatmaları yapan, pro kullanıcılara değişen uçuş saatleri hakkında bilgiler veren ve bir çok şeyi senin için düşünüp organize eden, akıllı mı akıllı bir program. Eğer posta kutuna erişim yetkisi verdiysen oraya gelen uçak biletini pat diye ekliyor mesela seyahatlerin arasına. Ya da istersen, onların verdiği bir mail adresine mail atıyorsun gelen bileti, hop seyahatlerine ekleniyor. Bazı Türkçe konfirmasyonları otomatik ekleyemeyebiliyor. Türkçe gelen booking.com teyit postalarını ben hep elle girmek durumunda kadım. Ama Cancun’dayken yaptığım rezervasyon teyidi İngilizce gelince onu ekledi mesela. Çok kullanışlı, ben şu anda tüm seyahatimi onun üzerinden takip ediyorum. Ek olarak, senin seyahatini başkasının takip etmesini de sağlayabiliyorsun.
XE Currency: Bu aplikasyona istediğin kadar ülkenin para birimini yüklüyorsun. İlk ekleme anında internete bağlı olmak gerek. Sonrasında ödeyeceğin fiyatı yaz hemen TL veya istediğin herhangi bir ülke parasında karşılığını al. Tabi arada bazı kur farkları illa ki oluyor, özellikle de hızlı dalgalanan kurların söz konusu olduğu para birimlerinde. Ama aşina olunmayan paralar ve yüksek montanlı olmayan tutarlar için ideal.
Spanisdict: Offline İspanyolca sözlük ama aynı zamanda cümleleri de, tüm bir cümle olarak olmasa bile, karşı tarafa anlamlı sesler çıkarabileceğin kadar çevirebiliyor. Tek kelimeyle hayat kurtarıyor, zira bu İspanyolca konuşan ahaliye “No hablo Espanol” hiç bir şey ifade etmiyor, konuşuyor da konuşuyorlar. Sadece sondaki tonlamadan sana bir şey sorulduğunu anlayabiliyorsun ve ellerini iki yana açıp çaresizce gözlerinin içine baktığında, o da kısa bir süre için, anlıyorlar. İki dakika sonra sanki anlamayan sen değilmişçesinbe yeniden konuşmaya başlıyorlar, hakkaten ilginç :) Neyse bu sözlük ile en azından sen söylemek istediğini söyleyebiliyorsun ve karşındaki de çok ısrarcıysa söylediğini yazmasını isteyip anlayabiliyorsun. Orda burda bulunan bilimum propoganda posterlerinde ne yazdığını çözmek için de işe yarıyor.
Sesli Sözlük: Bildiğimiz seslisozluk.com internet sitesinin aplikasyon versiyonu. Bende normalde Tureng ve bu zaten yüklüdür telefonumda ama seyahatte farkettiğim bir şey oldu ki, Tureng offline olarak hiç bir bilgi vermezken, sesli sözlük bir yere kadar internete bağlanmadan da destek veriyor. Tüm İngilizce kelime ihtiyaçlarınız için tavsiye olunur.
Imiwa: Bu da bir offline Japonca sözlük ve çeviri aplikasyonu. Tabi bunun ne kadar iyi olduğu esas Japonya’dayken anlaşılacak ama çok işime yarayacağını tahmin ediyorum. Kullandıktan sonra buraya deneyimlerimi de yazarım.
Candy Crash : Bildiğiniz klasik oyun olan… Bu bir seyahat aplikasyonu değil elbette ama sıra beklerken, yolculukta kitaba ara vermişken, başka herşeyden çok sıkıldığında 5 canlık bir doz ilaç gibi geliyor. Fazla bağımlısı olmamaya aman dikkat :)